Akçaabat’ta pazar geleneği çok eski yıllara dayanır. 1640 yılında Akçaabat’tan geçen Evliya Çelebi yazdığı seyahatnamesinde “Akçaabat’ta salı ve perşembe günleri olmak üzere iki pazar kurulur, etrafındaki 100 mamur köyden gelen ürünler bu pazarda satılır ve civar illerden gelen tüccarlar tarafından ürünler satın alınır.” der.
Bu güzel coğrafyanın iklim zenginliğinde yetişen sebze ve meyvelerin yanında köy yumurtası, Akçaabat tereyağı, peynir ve yoğurt gibi mutfakların vazgeçilmezi için de kaliteli ürünler satışa sunulur. Sabahın ilk ışıklarında çuval çuval ürünler köy arabalarından pazara gelir ve hala bu geleneksel pazar devam eder. Trabzon ve çevresindeki alıcılar Akçaabat Pazarı’nın yolunu tutarlar.
Annelerimiz, köylerde bağda bahçelerde el emeği göz nuru binbir emekle yetiştirdikleri ürünleri toplayıp satışa hazırlar. Hafta boyunca ‘Salı Pazarı’ için hazırlık yapılır ve ürünler nihayet Salı günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte pazarda yerini alarak görücüye çıkar. Salı pazarına her köyden kadın, erkek hatta çocuklar bile gelirler anneleriyle birlikte. Ürünlerini satanlar, satışlarından aldıkları para ile evlerinin eksiklerini görür. Salı pazarındakiler ‘Emeksiz ekmek olmaz.’ Sözünü sonuna kadar yaşayan ve uygulayanlardır. Salı pazarındakiler, binbir emekle kemale getirdikleri ürünlerinin satışından elde ettikleri hasılatla çocuklarının ihtiyaçlarını giderirler. Satış yapmış olmanın ve emeklerinin karşılığını almış olmanın verdiği gururla çarşıda dolaşan kadınlar, ilk olarak sergilere uğrar. Her tezgahı gezip tüm malları tek tek incelerler. Kendilerinin, evlerinin, eşlerinin ve çocuklarının ihtiyaçları doğrultusunda en güzel en uyguna alırlar.
Mevsimine göre her türlü sebze ve meyve bulunur Akçaabat Salı pazarında.
Akçaabat Belediyesi
Tweets by akcaabatbel